26 Nisan 2008 Cumartesi

YOLUN SONU

E:eninde sonunda öleceğiz

F:o zaman ne gerek var bunca şeye?

S:bu yemek yerken nasıl olsa sıçacağız demek gibi bişey...

'son'un aslında o kadar da uzakta olmadığını farkettikten bir gün sonra yemekte geçen bu diyalog anlamsız ve boş.soğuk bir nefes serinletmediği sürece ensemizi,çarpık bir gülümsemeden ibaret ölüm.hiçbir zaman irdelemeyi,sorgulamayı,yüzleşmeyi istemediğim bu kısır döngü elbet başımıza gelecekken görmezden gelip yoksayarak yaşıyoruz.tıpkı yemek yerken sadece o sırada beynin gönderdiği doygunluk sinyallerinin hazzını yaşar gibi.yiyeceksin tabi en lezizinden dumanı tüten envai çeşit yemeklerden.hayatı deriiin derin içinde çekerek yaşadığın gibi...

Adalet arayışına girmeden,çaresiz kabullenmek gereken,isyanın anlamını yitirdiği,birkaç özel durumdan biri..sindirmesi ne kadar zordur sorguladığın halde cevap bulamamak.yaşarken neden geldiğini sorgulamak kadar saçma neden sonun geldiğini merak etmek.
gitmek mi daha acı geride kalan olmak mı?-her zaman kendi acımızı en büyüğü sanırız ya-arkada kalmak en acısı deriz.asla bilemeyiz gidenin ruh halini.oysa istemez mi ıssız adaya gider gibi en sevdiği üç şeyi yanına almayı.ya da hayatının en güzel sahneleri geçerken film şeridi gibi gözünün önünden yeniden o filmin başrolü olmayı.

Tekrar tekrar yaşamak istediğim o kadar çok sahne var ki gözümün önünde,o sahnelerde yeterince gülememişim belki de diyorum şimdi,kahkaha atmalıydım.buruk gülümsemelere yer yok zamanı gelecek nasıl olsa zamansız bir yerde.kahkahalar gidene mi geride kalan olduğun için mi?hayır ikisi de değil,acımasızlıktır,insafsızlıktır olsa olsa bunun adı.kahkahalar sorgusuz yaşamak zorunda olunan şeylerin intikamı için...

Ölüm,beni ağlatmayı başarıyorsan eğer histeri krizi değil bunun adı.gülümsettiğin gibi buruktur ağlamam da.sormadan alıp götürdüğüne özlem,geçmiş güzel günleri yad etmek içindir.

Özleyenlere,yad edenlere
OYA'ya

Hiç yorum yok: