11 Nisan 2009 Cumartesi

TELKİN



Çocuk kahkahaları,Ardaaaaaaa,Molko'nun mavi gözleri..Yine çocuk gülüşleri,göze batan günışığı,sıkışmışlık hissi,sıcaklık,kapı zili.Molko siyah ojelerini çıkarıyor oğlu ağlarken,tekrar kapı zili...

Gündüz uykusu senin neyine.Günleri tersine çevirmişken ne güzel,iyi ettiniz beni uyandırdınız.Pilates topunu tekmeleyip yarı açık gözlerimle dağınık odadan yol buldum kendime.Ne demişti Mavi saçlı kız'ın babası 'dağınık bir odada yaşanmışlık vardır,ben düzeni severdim.Al işte!'

Kalbim kadar temiz sayfayı diye başlardık bundan onbeş yıl önce artık direk konuya girer olduk zamansızlaştığımızdan ya da bunu mazeret edindik.Ya da ben bunu adet edindim kendime,girişmeden konu gelişiyor kendiliğinden.

Havanın güzel olmasına inat eve kapattım kendimi.'Ev yutar insanı' demişti Gülse Birsel,uyarmıştı.Herşeyin canı cehenneme dedim hücreme girerken uyandığımda iyileşmeyi umarak.

Umduğumu buldum mu?Bulamadım..Bulduğumla yetinmeyip üç yıldır bu anı sabırla bekleyen merlot'uma kıydım.Kıyarken de canım isli çerkez peyniri çekti.Onun yerine müco yaptım içerken,üzerime afiyet.

Korku filmi izlerken korkmamak için sahne arkasını düşündüğüm gibi vücudumdaki ani değişimleri yadırgamamak için de fizyolojisini düşünüp kabulleniyorum geçiciliğini.Acth salınıyor olmalı estradiol ile birlikte.Geçecek,geçecek...





Hiç yorum yok: