İnsanın kendi ölümünü görmesi kadar korkunç birşey yokmuş.En azından şuanda öyle hissediyorum.Kalp krizi,hastalık sonrası vs ile olsa ecelim gelmiş der bir nebze olsun kabullenirdim belki ancak hayata sımsıkı bağlı birinin intihar gibi kendi isteğiyle hayatına son vermesi ve ardından tüm sevdikleri etrafında kayıtsız dururken yeniden canlandırılmasını izlemek acıların en büyüğü.(yada en büyüğünden bi öncekidir,en sevdiklerimden birini görsem bu konumda kendi ölümümden daha çok acı verirdi)
Hala boğazımda bir düğüm,tüylerim diken diken gördüklerimi son bir kez düşünüyorum.Vapurdayız,hava çok soğuk (ya da hava iyi de su çok soğuktu,boğulmadıysam da donarak ölmüş olmalıyım) Yedi yıldır görmediğim tüm lise arkadaşlarım oradalar.Hep birlikte biryere gidiyoruz.Gayet keyifli anın tadını çıkarırken birden birşey beni çok rahatsız ediyor.Kimse benimle konuşmuyor.Herkes birbirine dönmüş birşeylerden bahsediyor.(gerçek olmadığı nerden belli,normalde olsa bu beni hiç rahatsız etmez.Bir şekilde konuyla alakam vardır,yoksa dahil olurum,olamamışsam edepli edepli oturur dinlerim)E be salak o zaman uyansana işte rüya bu deyip açsana gözünü.Yok!Ya merakımın kurbanı oldum izledim,ya da gerçekten inandım böyle birşeyin olabileceğine.O kadar üzülüyorum ki bu duruma koşarak denize atlıyorum,sonra malumunuz film şeridi geçiyor,kısa ama bir o kadar uzun.Bundan sonra gördüklerim tam bir karmaşa.Arkamdan birileri atlıyor belki görevli belki ölmemi istemeyen birileri.Çıkarılıyorum denizden,ruhun bedenden ayrıldığının tartışmasız ifadesi olan beyaz ve boş bir ifade var yüzümde.Etrafımdaki kalabalık kafası kesik tavuk gibi dolanıyor etrafımda (hoca öyle derdi panikten ne yapacağını bilemeden koşuşturanlara) Üzerimdeki ıslakları çıkarmışlar,birileri şiddetle göğsüme basıyor yaşatabilmek için.Tabi bende zerre acı yok sadece içimi çeke çeke ağlıyorum.Dikkatli baktıkça ablamı annemi de görüyorum kafaların arasında öylece donup kalmışlar.O andan sonra iç çekmem haykırmaya yada-bu yetmez tarif etmeye-böğürmeye dönüşüyor.Çok geçmeden rüyamdakinin yüzde biri bir ses ve hıçkırıkla uyanıyorum.
Bir süre daha ağlamam devam etti etkisinden sıyrılana kadar ve her enteresan rüyamın ardından düşündüğüm gibi bu rüyaya neyin neden olmuş olabileceğini düşündüm.Önceki gün Akile teyzenin baktığı fal geldi aklıma,her seferinde yaklaşık aynı şeyleri söyleyip gülmemize rağmen bu sefer bir süre gözgöze gelip sessiz kaldık ''kızım senin için ağlıyor'' demeden önce.O öyle değil mi der gibi kaş altından baktı ben yaramazlık yaparken yakalanmış kız çocuğu gibi şaşkın.(Adam Fawer in Empati sinde der ki yüzdeki her kas hareketinin ayrı duygulara karşılık gelen anlamı varmış)Fal bakmak için öyle ulvi güçlere ihtiyaç yok.Biraz annelik içgüdüsü herşeyi çözmeye yetermiş meğer.
Sonuç olarak şimdi sorsalar nerede ölmek istersin diye hani insan en sevdiği yerde ölmek ister ya,vazgeçtim denizde ölmek iyi bir fikir değil.Ailemi arkadaşlarımı çok seviyorum bunu bir kez daha anlamış oldum bir de yaşamayı...